Park girişinden sonra
önce bizi Garganta İstasyonuna taşıyacak minik tirene binmek üzere Merkez
İstasyona kadar yürüyoruz. Yarım saatte bir kalkan trenle yaptığımız 15 dakikalık keyifli seyahatin ardından Paseo
Garganta del Diablo denilen patikaya yöneliyoruz. (Patika dediysem de aslında
Yukarı Iguazu Nehri üzerinde, dar bir iskele gibi uzayıp giden, ızgara zeminli bir
yürüyüş yolu)
Patikanın sonundaki
Garganto del Diablo –Yani; Şeytanın Boğazı- Yukarı Iguazu nehrinin neredeyse
yarısının döküldüğü yarımay şeklinde dar bir yarık. Buradan saniyede 1800
metreküplük su kütlesi 70 metre aşağıya dökülüyormuş… Patikanın sonundaki
platformda bu gücü daha başlangıcındayken bile hissedebiliyorsunuz. O son noktadaki platformda fotoğraf çekmek ise, eğer makinenizi gözden çıkarmadıysanız pek olası değil.
Aynı yoldan geriye dönerken
bu kez Iguazu’nun “arsız” kelebekleriyle tanışıyorum. Rengârenk ve değişik
boylardaki bu kelebekler korku nedir bilmiyorlar sanki. Makinenizin objektifini diplerine kadar yaklaştırdığınızda bile kaçmıyorlar. Sırt çantanıza,
omuzlarınıza ve hatta ellerinize bile konmaktan çekinmiyorlar.
|
Iguazu Ulusal Parkının kelebekler dışında da faunası oldukça zengin.
Park yüzlerce farklı türde kuşa ev sahipliği yapıyormuş... |
Geri dönmek üzere tren
beklerken etrafımızdaki çok sayıdaki coati'yi fark ediyoruz. Coati, rakun benzeri pençeli bir
hayvan. Her ne kadar çok sevimli görünseler de tehlikeli olabiliyorlarmış. Özellikle ziyaretçilerin
ellerindeki yiyeceklere saldırmaları sıklıkla görülebilen bir durummuş…
|
Coati |
|
Coati'ler insanların arasında gereksiz rahatlar... |
|
Bu sevimli hayvanların Kuduz virüsü taşıyıcısı olduğuna kim inanır ki? |
|
Iguazu Ulusal Parkının pek çok yerinde Coati'lere karşı uyaran tabelalar var |
Garganto del Diablo'nun ardından çok özel bir tura
katıldık; Gran Aventura yani "Büyük Macera"… Önce bir Unimog kamyonun kasasındaki koltuklarda yerimizi aldık. Sonra kamyon Jungle’ın içinde toprak bir yolda ilerlemeye başladı. Bize eşlik eden rehber yaklaşık 20-25 dakika süren yol boyunca Iguazu ve tropikal yağmur
ormanları, özellikle de fauna ve floraları hakkında bilgiler verdi.
Uygarlığa
bu denli yakınken bile üzerinde ilerlediğimiz toprak yolun sınırındaki jungle o
kadar yoğun, o kadar geçit vermez görünüyor ki insan biraz ürküyor doğrusu. Fakat bu ürksem de Amazon’u yakından görme hayalim bu görüntülerle besleniyor…
Jungle macerasından hemen
sonra merdivenlerden aşağıya maceranın kalanı için Aşağı Iguazu nehrinin
üzerindeki iskeleye varıyoruz. Aşağı Iguazu Nehrinin kıyısında, şelalelerin
ortasında kalmış kara parçası San Martin adasının –Isla San Martin-
karşısındayız. Şelalelere doğru yapacağımız tekne gezisi için can yeleklerimizi
takıyoruz. Görevliler herkese birer torba veriyorlar. Ayakkabılarımızı ve fotoğraf makinelerimiz
sudan korumak için bu torbalara koyup ağızlarını da sımsıkı kapatacağız. Çünkü birazdan tekneyle neredeyse şelalenin altına kadar girip sırılsıklam olacağız!
|
"Gran Aventura" Büyük Maceranın ilk bölümünde bindiğimiz Mercedes Unimog |
|
Amazon'a gitmeli! |
|
Şelalelerin altına gitmek üzere tekneye gidiş... |
Teknemiz Puerto Macuco isimli küçük iskeleden hareket
edip önce muhteşem manzaralar eşliğinde bir tur yapıyoruz. Daha sonra görevliler bizi
ayakkabılarımızı ve fotoğraf makinelerimizi yanımızdaki torbalara koymamız
konusunda uyarıyor. Ardından şelalelerden Salto San Martin ve Salto Bernabe Mendez isimli olanlarının oluşturduğu havuzda, San Martin'e neredeyse yukarıdan dökülen sularının altına girecek kadar yaklaşıyoruz. Iguazu’nun
suları üzerinize büyük bir gürültü ve hızla iniyor. Hatta şelaleye en yakın
olduğunuz o noktada gözlerinizi açmanız bile mümkün değil. Bir yandan
sırılsıklam ıslanırken diğer bir yandan da yukarıdan dökülen suların ortaya
çıkardığı o muhteşem enerjiyi kısa bir süreliğine bile olsa hissedebiliyorsunuz.
Kaptanımız bu muhteşem deneyimi bize ikinci bir turla bir kez daha yaşattıktan sonra yeniden iskeleye dönüyoruz... (Bu arada tüm bu Gran Aventura deneyiminin bedeli 150 Peso yani 30 USD civarında)
|
Uzaklarda Garganta del Diablo; Şeytanın Boğazı |
|
Fotoğraftaki tekne birazdan Salto San Martin isimli Şelalenin döküldüğü soldaki bölgeye iyice yaklaşacak... |
|
Biz de böyle ıslandık işte! |
Sırılsıklam karaya
çıktıktan sonra Iguazu manzaralı yürüyüş yollarından aşağıya, tekneden indiğimiz iskeleye kadar uzanan Circuito
Inferior boyunca yukarı tırmandık. Ardından yukarıdaki yürüyüş yolu Circuito
Superior’un sonuna kadar da 650 metre gidip yol boyunca muhteşem manzaraların
keyfini çıkardık. Bu yolun sonundaki platform ise az önce tekne ile ıslandığımız
yerin yukarısıydı. ...(Yol boyunca gördüğünüz şelalelerin farklı isimleri var. Iguazu’nun
bir planını aşağıda paylaşıyorum. Burada şimdiye kadar anlattıklarım ve
izlediğimiz rota hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz…)
|
Cataratas de Iguazu (Not: Üzerine tıklayıp iyice büyütebilirsiniz) |
Rough Guide serisinden Arjantin
kitabında yazdığına göre Iguazu’yu ziyaret etmek için yılın en uygun zamanı “serin”
aylar; yani Mart ve Kasım arasıymış. Bu “serin” sözcüğüyle şaka yaptıkları
kesin çünkü Mart başında benim gördüğüm sıcak ve insanı boğan, rahatsız eden
bir nemdi.
Şelaleler tarihlerinde 2
kez ziyaretçileri hayal kırıklığına uğratmışlar. İlki 1978 yılında; Arjantin’in
dünya kupasına ev sahipliği yaptığı, Ulusal Park içerisinde Sheraton otelinin
açıldığı ve tüm dünyadan ziyaretçiler beklenirken. O yıl Brezilya’daki kuraklığa
bağlı olarak Iguazu tümden kurumuş… (Kim bilir belki de Brezilya’lılar Arjantin’in
Şampiyonluğunu kıskanmışlardır!) Diğeri de 2006’daymış ki Şelalelerdeki su
seviyesi damlamaktan biraz fazlaymış…
Yazımın başında; İstisnasız herkes Arjantin tarafının daha
güzel olduğunu söylüyor. Dün Brezilya tarafında karşılaştığım muhteşem
görüntülerden sonra; "Daha ne kadar güzel olabilir ki?" demiştim.
Gerçekten daha güzel olabilirmiş… Iguazu’dan çıkış yoluna ilerlerken düşündüğüm
buydu işte.
Çıkamadan hemen önce
Iguazu faunasının bir diğer önemli ve sevimli temsilcileri maymunlar küçük bir
şov yapıyorlar.
Bu bölümü Iguazu'dan fotoğraflarla bitirmek istiyorum. Sonraki bülümde artık Patagonya'dayız...
Birkaç fotoğraf da fauna üyelerinden;
Ve bu kez gerçekten son
fotoğraf;
Fotoğraftaki yazıda diyor
ki: “Ulusal Parkın korunmasından kim sorumlu biliyor musun? Yanıtı öğrenmek
istiyorsan aşağıdaki kutuyu aç...”
Kutunun kapağını kaldırıyorsunuz; İçinde bir bir
ayna var!
Sürecek...