İşte Yunan Televizyonu
ERT’de izlediğim o maçta, Pan Amerikan oyunları finalinde, hem de ev sahipliği
yaptıkları Indianapolis’de, Brezilya ABD’yi 120-115 skorla geçip altın madalyaya
uzanırken Oscar Schmidt de tam 46 sayı kaydetmişti. Büyük olasılıkla o yıllarda
turnuvalara NBA oyuncularını getirmeyip, dünyanın kalanındaki basketbola hafif
tepeden bakan Amerikalıların bu konuda fikir değiştirme nedenlerinden biridir
Oscar Schmidt… Bu arada her ne kadar Amerika o turnuvalara NBA oyuncularını
getirmezdi dediysem de, o gün Pan Amerikan oyunlarındaki Amerikan takımı
kadrosunda David Robinson, Danny Manning gibi sonradan NBA yıldızı olacak
oyuncular vardı. (Merak edenler için buyrun maçın tamamı; 1987 Pan AmerikanOyunları Finali, fakat maalesef kötü bir kayıt ve Portekizce)
Biraz önce, Oscar Schmidt’i
o maçta ilk kez izledim dedim ama adını çoktan duymuştum. Oscar Schmidt o yıl
İtalya Liginin sayı kralıydı ve Ligi ikinci sırada bitiren Juvecaserta
takımında oynuyordu. Kutsal El Oscar Schmidt, İtalya macerası sırasında ilginç bir
tesadüf sonucu günümüzün en büyük basketbol yıldızlarından birine de ilham
kaynağı olmuştu. Eski Philadelphia 76'ers oyuncusu Babasının transfer olması nedeniyle
küçük yaşlarda İtalya’ya giden ve 1984-1991 yılları arasında İtalya’da yaşayan
Kobe Bryant’ın idolü olmuştu. Oscar Scmidt’in İtalya karnesine bakınca Kobe’ye
hak vermemek elde değil; 1982 ile 1993 yıları arasında 12 sezonda 7 kez sayı krallığı
ve 34,6 sayı ortalaması. Hayır, rakamda hata yok, Oscar Schmidt 12 sezon
boyunca oynadığı İtalya liginde maç başına ortalama 34,6 sayı ile oynadı…
|
Kobe'nin tweet'i |
Geçtiğimiz yılın Haziran
ayında Sao Paulo kentinde bu ikili bir araya geldiklerinde Kobe kameralara
Oscar Scmidt’i gösterip şöyle diyordu; “Benim için bir numaralı oyuncu, en
büyük idolüm, işte orada duruyor, Oscar…” Aynı gün Kobe, twitter’daki 4
Milyondan fazla takipçisiyle Oscar Schmidt’le birlikte çekilmiş fotoğrafını
paylaştı; “Ben ve Oscar, Çocukluk idollerimden biri” derken büyük ihtimal
takipçilerinin büyük çoğunluğu kim olduğunu öğrenmek için Google’a Oscar Schmidt’in
adını yazıyorlardı.
Üniversite okumak için
1986’da Antalya gelip de Yunan Kanalı ERT’den uzaklaşınca Oscar Schmidt’in pek
çok maçını kaçırdım maalesef ama seyrettiklerim arasında açık ara en güzeli 1989
yılı FIBA Avrupa Kupa Galipleri Kupası finalidir (Sonradan adı Saporta Kupası
olan, Kupa 2). Real Madrid ile Snaidero Juvecaserta arasında Pire’deki Barış ve
Kardeşlik Salonunda oynanan bu maçı Real Madrid 117-113 skorla kazanıp kupayı
almıştı. Fakat o maçtan söz edilince, eminim izleyen herkes Real Madrid’in kupayı
kaldırışını değil, Drazen Petroviç ile Oscar Schmidt arasındaki muhteşem düelloyu hatırlayacaklardır.
Real’li Petroviç maçı 62, Juvecaserta’lı Schmidt ise 44 sayıyla tamamlarken
adeta birbirlerine meydan okuyor; “En iyi şutör benim” diyorlardı. O maçı
izlerken –her ikisi için de- defalarca “Yok artık!” dediğimi iyi anımsıyorum. Yeri gelmişken 7 Haziran
1993’de “çok erken” aramızdan ayrılan Petroviç’i anmak isterim. Öldüğünü duyduğumda basketbol oynayan ve bu oyunu gerçekten çok seven biri olarak
ağlamıştım… Huzur içinde yatsın.
Şimdiden yazının içinde
çok fazla rakam oldu fakat basketbolda bir oyuncuyu anlatmak için istatistikler
ne kadar önemlidir bilirsiniz. 1958 doğumlu, 2.05 metre boyundaki, Amerikalıların deyimiyle "small forward" Oscar Schmidt,
1974’den 2003’e kadar basketbol oynadı; dile kolay 45 yaşına kadar. Emekli olduğunda
Brezilya liginde Corinthians takımında oynuyordu ve 45 yaşına rağmen o yıl ligin
sayı kralıydı. Kariyeri boyunca Brezilya liginde 8, İtalya liginde 7 ve İspanya
liginde de 1 kez sayı kralı oldu; yani toplam 16 kez.
Brezilya Milli Takımıyla
tam 5 olimpiyata katıldı. 1988’de Seul’deki ortalaması hala kırılmamış ve
kırılması çok zor rekor; maç başına 41,9 sayı.
Ve son ilginç istatistik;
İtalya’da oynadığı yıllarda Oscar Schmidt, yirmiden fazla kez 50’nin üzerinde sayıyla maçı
tamamladı. (meraklısı için link’i…)
Basketbol oyununu icat eden
James Naismith’in ismini taşıyan Naismith Basketball Hall of Fame, Amerika’da
bir müze. Kariyeri boyunca olağanüstü başarı gösteren oyuncuları, koçları veya
basketbola hizmet etmiş diğer kişileri onurlandırıyorlar. Naismith’in Hall Of Fame’inde
yani Ünlüler Salonunda yer almak da, basketbol dünyası için oldukça önemli bir
paye. Daha önceden Hall of Fame’e kabul edilen isimler arasında Michael Jordan,
Earvin “Sihirli” Johnson, Larry Bird gibi NBA’in süper starlarının yanı sıra
Dino Meneghin, Sergei Belov ya da Drazen Dalipagic gibi Avrupalılar da var.
Oscar Schmidt’de 2013
yılında Hall of Fame’de yer alan isimlerden biri oldu. Ünlüler Salonuna
alınması töreninde yaptığı konuşmaya, derin bir nefes aldıktan ve bir süre o anın
tadını çıkardıktan sonra şu sözlerle başladı; “Hep bunu yapmayı hayal etmiştim”
Ardından söyledikleri oldukça oldukça eğlenceliydi; “Bir idol olarak Michael Jordan veya Kobe Bryant’ı seçmek çok
kolay. Bu adamlar uçuyorlar, ne isterlerse yapıyorlar. Çok kolay, Benim adamım ise koşmaz,
zıplamaz ama yine de diğer herkesten daha iyi oynar”
Bu sözlerin ardından, sahnede yanında duran Larry Bird’ü işaret ederek “kendisi burada” dediğinde ise salondan kahkahalar ve de alkışalar yükseliyordu… Hantal, kesinlikle atletik
olmayan, savunma yapmaktan pek hoşlanmayan ama gelmiş geçmiş en iyi şutörlerden
biri olan Oscar Schmidt’in kendisine idol olarak Larry Bird'den başkasını seçmiş olması beklenmezdi
tabii ki. (Aynı mantıkla Kobe
Bryant’ın kariyerinde şu ana kadar 25’den fazla maçta 50 sayı ve üzerinde skor
yapmasını açıklayabilir miyiz, ne dersiniz?)
O gün Oscar Schmidt yer
yer duygulu anları olsa da çok eğlenceli konuşmasında kariyerinden bazı önemli
anlara da değindi. Kendisine en çok sorulan “Neden hiç NBA’da oynamadığı”
sorusunun yanıtını verirken esprili bir şekilde 1984’de New Jersey Nets tarafından ancak 6. turda ve 144. sıradan seçilmesine bozulduğunu söylese de gerçek nedeni
konuşmasının ilerleyen dakikalarında açıklayacaktı. O yıllarda NBA oyuncuları
milli takımlarında yer alamıyorlardı ve Oscar Schmidt de ülkesi Brezilya’nın
Milli Takımı için oynamaktan vaz geçemezdi.
Oscar Schmidt’in
konuşmasında özellikle teşekkür ettiği birlikte çalıştığı koçlarından bir tanesi çok tanıdık; Bogdan
Tanjevic. Oscar Schmidt’i “gelmiş geçmiş en iyi üç hücum oyuncusundan biri”
olarak gören Tanjevic, aynı zamanda onu İtalya’ya getiren kişi.
Konuşmasında Tanjevic’den saygıyla ve övgüyle söz eden Oscar’ı duyunca aklıma
ilk gelen Tanjevic’in “rotasyonu takıntısı” oldu ne yalan söyleyeyim… Eli
sıcak, mesafe tanımadan 3’lükleri gönderen bir Oscar Schmidt’i, Tanjevic bile
kenara alamaz, değil mi?”
Oscar Scmidt bence gelmiş
geçmiş en büyük oyunculardan biriydi. Yukarıda da dediğim gibi, hantaldı ve atletik
değildi, savunmayla pek arası yoktu ama kesinlikle gördüğüm en iyi şutörlerden
biriydi. Bir gazetecinin hakkında dediği gibi; "Asla, topu potaya göndermek
istemeyeceği bir atışı olmadı".
Yıllar sonra Oscar’ı
anımsamamın nedeni ise biraz kötü. İnternette gezinirken gördüğüm bir haber. Habere
göre Oscar Schmidt beynindeki bir tümör nedeniyle ameliyat olmuş, ve halen
kemoterapi alıyormuş. Umarım iyileşir ve 29 yıllık kariyeri boyunca her gün en
az 6 saat şut çalışan bu muhteşem oyuncu kalan ömrünün tadını çıkarır.
|
"Kutsal El" Oscar Schmidt |